Arap Baharı sonrası Ortadoğu: Bölgesel dönüşüm ve reaksiyonlar

Arap Baharı sonrası Ortadoğu: Bölgesel dönüşüm ve reaksiyonlar
ISBN-10
6052815906
ISBN-13
9786052815908
Category
History
Pages
448
Language
Turkish
Published
2019-09-04
Publisher
Hiperlink eğit.ilet.yay.san.tic.ve ltd.sti.
Authors
Dr. M. Cüneyt ÖZŞAHİN, Dr. Orhan BATTIR

Description

Arap Baharı pek çok yönüyle Ortadoğu açısından tarihsel bir dönüm noktası olarak selamlandı. Otoriter yönetimlerin ortadan kalkacağına ve toplumların kendi kaderlerine şekil vereceğine yönelik iyimserliğin tahkim ettiği ilk yılların ardından bölgeye yönelik bambaşka bir tablo ortaya çıktı. Arap Baharının iç savaşlara evrildiği noktada ise bölgede yaşanan dönüşümün başarısı ve kalıcılığı hususunda soru işaretleri gündeme geldi. Devrimlerin karşı devrimlerle bertaraf edildiği, barışçıl gösterilerin iç savaşlara dönüştüğü, egemen devletlerin çöktüğü ve ortaya çıkan boşlukların devlet dışı aktörlerce doldurulduğu yeni bölgesel denklem pek çok kişi açısından kaotik olarak tavsif edildi. Bir yönüyle Arap Baharı coğrafyası küresel güçlerin vekalet savaşlarını sürdürdükleri bir mekân hüviyeti taşırken bir diğer yönüyle de gerek Ortadoğu’da bölgesel güçler ile kurulan ittifaklar gerekse de bu ittifaklar dışında bölgesel aktörlerin bağımsız ajandaları bahse konu bu coğrafyada yaşanan kadim güç mücadelesini daha da girift bir hale getirdi. Bir başka deyişle sonuçları halen bütünüyle açımlanmamış olan Arap Baharı olarak isimledirilen süreç, küresel aktörler ve bölgesel güçlerin ortaklaşa şekillendirdiği tarihsel bir kesite karşılık gelmektedir. İkinci olarak Arap Baharı bölge ülkeleri üzerinde yarattığı etkiler bakımından da değişkenlik göstermiştir. Kimi ülkeler daha kırılganken iken kimi diğer ülkeler ise fırtına karşısında daha direngen olabilmişlerdir. Bu nedenle Arap Baharı sistemik olduğu kadar birim düzeyinde; en az nedenler kadar sonuçlarının da doğru değerlendirilmesi gereken bir sürece karşılık gelmektedir. Bu minvalde bölgesel aktörlerin sürece tesirleri kadar sürecin doğurduğu ilk bakışta öngörülmesi güç dolaylı sonuçlardan yakinen etkilenen failler durumuna düşmüş olduğu göz ardı edilmemesi gereken bir husustur. Nitekim tecrübe edilen süreci etkilemiş veya süreçten şu veya bu şekilde etkilenmiş olan ülkelerin, ekonomik, siyasal ve sosyal çeşitlilikleri gerek başlangıçta müdahil olarak attıkları adımlarda gerekse de ortaya çıkan sonuçlara yönelik reaksiyonlarında belirleyici bir rol oynamıştır/oynamaktadır. Bu nedenle de bölge ülkelerin nevi şahsına münhasır keyfiyetlerinin anlaşılması elzem hale gelmektedir. Son olarak üzerinde durulması gereken bir diğer konu kanımızca neden-sonuç ardışıklığında eksik kalan kısım yani sonuçlara yönelik vurgudur. Ortaya çıkan sonuçlar bağlamında yaşanan insani dramın Arap Baharının teğet geçtiği bölge ülkelerine dahi sirayet eden etkileri olduğu vazihtir. Öyle ki, söz konusu ülkeler kitlesel göçten, artan yoksulluğa ve iç çatışmalara kadar pek çok farklı sorun ile baş başa kalmıştır. Nitekim etkiler perspektifinden yaklaşıldığında Arap Baharının halen süren artçı sarsıntılarının devam ettiği ifade edilebilecektir. Yakın zamanda Mısır’da 2019 Eylül’ünde tekrar eden gösteriler ve öncesinde aynı yıl içeride Cezayir ile Sudan’da art arda ortaya çıkan kitle mobilizasyonu bu artçı etkilerden azade düşünülemez. Dolayısıyla pek çok açıdan Arap Baharının etkileri itibariyle nihayete erdiğini iddia etmek kolay görünmüyor. Kısacası bugün dahi söz konusu coğrafyada halen aktif olan fay hatları bulunduğu ve öngörülmesi oldukça güç birtakım gelişmelerin cereyan edebileceğine yönelik ihtiyatı elden bırakmamak gerekiyor. Bu çalışma farklı ülkelerin Arap Baharı sürecinde içinden geçtikleri süreç kadar ülkelerin bugünkü durumlarını ve muhtemel geleceklerini anlamaya matuf bir çerçeve sunmayı önermektedir. Ülkelerin iç politikaları ve dış politikaları arasındaki etkileşim tarih, ekonomi ve siyaset süzgecinden geçirilerek anlamlandırılmaya çalışılmaktadır. Bu doğrultuda uluslararası, bölgesel ve bunun yanı sıra ülkelere ait kimi yerel dinamikler bir arada ele alınmaya çalışılmaktadır. Konuyla ilgili yaygın literatürün aksine özellikle ülkelerin Arap Baharı sonrası dönemine vurgu yapılan ve bölgesel değişime dönük bölge ülkelerinin adaptasyonunun anlamlandırılmaya çalışıldığı bu kitap toplam 15 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde yazar M. Cüneyt ÖZŞAHİN “Arap Baharı Sonrası Ortadoğu’da Çatışmanın Dinamikleri” başlıklı çalışmasında kimlik savaşları olgusu üzerinde Suriye, Mısır ve Körfez ülkeleri örnekleri üzerinden Türkiye’nin pozisyonuna özel bir vurgu yaparak bir değerlendirme sunmuştur. Çalışmada çoklu kimliklerin varlığına vurgu yapılmakta ve salt kimlik temelli özcü bir yaklaşım yerine bölgesel çatışmanın gerisinde yatan diğer motivasyonlara yönelik bir değerlendirmeye yer verilmektedir. İkinci bölümde yazar Ahmet GÖKÇEN “2011 Tunus Devriminin Ardından” başlıklı çalışmasında Arap Baharı olaylarının ilk başladığı ülke olarak tarihe geçen Tunus’ta yaşananları öncesi ve sonrasıyla “devrim kavramı çerçevesinde” ele alarak sürecin başarılı olup olmadığı üzerinde değerlendirmelere yer vermiştir. Bu bölümde devrim öncesi sürecin ekonomik, politik ve toplumsal dinamikleri kısaca ele alınmış, sürecin önemli olayları, aktörleri ve mekanlarına değinilerek devrim sonrasında Tunus’un sosyo-politik yapısı, ekonomisi, hükümetlerin yürüttüğü faaliyetler, partilerin tavırları ve etkileri ile nihayetinde demokrasinin ülkede ne ölçüde kurumsallaştığına dair tartışmalara yer verilmiştir.

Similar books